Bu tezin yapılış aşamasında kesinlikle en önemli rolü oynayan faktör, günümüzde popüler bir enerji olan yenilikçi güneş enerji sistemleridir. Günümüz koşullarında klasik çalışma prensibi olarak nitelendirilen güneş ışığı ve güneş hücreleri ile elektrik enerjisi üretiminden ziyade; bu sistemleri diğer ışık ışınlarının da taşıdığı enerjiyi -güneş ışığına bağımlı kalmaksızın- elektrik enerjisine çevirme yolunda yapılacak olan çalışmalar, bu alanda atılmış yeni ve özgün birer adım olacaktır. Drone’ların özellikle en büyük sorunları hep batarya olmuştur. Büyük kapasitede bataryaların kullanılmaması sebebiyle havada kalma süreleri yaklaşık olarak beş veya altı dakikadır. Bu projenin amacı havada kalma süresini maksimum seviyeye çıkartmaktır. Bu kapsamda yapılan işlerin önceliğinde Suni Güneş Takip İstasyonu bulunmaktadır. Suni Güneş Takip istasyonunu üç aşamadan oluşmaktadır. Bu ana fikir etrafında şekillenen projede ise insansız hava araçlarının günümüzdeki yükselişi göz önünde bulundurularak, bir drone’a yer verilmiştir. Tasarlanması planlanan bu sistemin çalışma prensibinin bir drone üzerinde açıklanması ve bu gerçekçi model üzerinden bilimsel araştırmanın nesnel ölçüm-incelemelere dayandırılması öngörülmektedir.

Günümüzde güneş enerjili drone’lar üretilmektedir. Fakat bu proje ile kanıtlanması beklenen düşünce; güneş enerjisi ile çalışan bir drone’dan çok farklı olarak, yapay ışık ışınları ile bir noktadan diğer bir noktada faaliyet gösteren herhangi bir sisteme fiziksel bağlantı olmaksızın enerjisinin bir kısmının da olsa aktarılabiliyor olduğunu göstermektir. Proje sonucunda; güneş enerji sistemlerinin alışılagelmiş kullanım şeklinden ziyade, güneş ışığına bağımlı kalınmaksızın; suni bir güneş takip istasyonu ile beslenerek, belirli bir mesafede ışık ışınları vasıtasıyla, fiziksel bağlantı olmadan enerjinin aktarımının gerçekleştirilebiliyor olması beklenmektedir.